Турецкий язык - Английский Язык
Определение kaşık в Турецкий язык Английский Язык словарь
- spoon
Tom ate a spoonful of peanut butter.
-Tom bir kaşık dolusu fıstık ezmesi yedi.
Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
-Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
- stoneworker's spoon-shaped crowbar
- spoon; spoonful
- curette
- wooden spoons used as castanets
- scoop
- kaşık şeklinde balık yemi
- spoon
- kaşık atmak/çalmak
- to eat (something) quickly
- kaşık dolusu
- spoonfuls
- kaşık düşmanı
- (Konuşma Dili) one's wife
- kaşık düşmanı
- one's wife, the missus, one's better half
- kaşık kadar emaciated
- (face)
- kaşık kaşık
- by spoonfuls
- kaşık kepçesi bowl of
- a spoon
- kaşık matkabı core bit
- (for rock drilling)
- kaşık oyunu
- folk dance performed while beating time with wooden spoons
- kaşık zoka
- spoon bait
- kaşık çalımı
- (Konuşma Dili) supper time
- kaşık ördek
- (Tabiat Doğa) (kuş, Fam: kazgiller) [syn.: kaşık ördek, kaşıkçın, kaşıkgaga, patka, kepçel] shoveler, duck
- kaşık şeklinde balık yemi
- spoon bait
- delikli kaşık
- (Gıda) slotted spoon
- kaşıklar
- spoons
The spoons are in the glass.
-Kaşıklar bardağın içinde.
Where have you put all the spoons?
-Bütün kaşıkları nereye koydun?
- sütten çıkmış ak kaşık
- as pure as the driven snowentirely pure
- eski ağıza yeni taam/kaşık
- (Konuşma Dili) New food for an old mouth (said when eating something for the first time that season). E
- gümüş kaşık
- silver spoon
- olta ucuna takılan kaşık
- spinner
- plastik kaşık
- plastic spoons
- tahta düz kaşık
- (Gıda) wooden spatula
- tahta kaşık
- wooden spoon
- temiz bir kaşık alabilir miyim
- Could I have a clean spoon
Связанные Термины
Турецкий язык - Турецкий язык
Определение kaşık в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- Sulu veya bazı ufak taneli yiyecekleri ağza götürmeye yarayan saplı sofra aracı
- çorba gibi sulu ya da kimi ufak taneli yiyecekleri ağıza götürmeye yarayan, saplı sofra aracı
- Ucunda, üçlü iğnesi olan nikelajlı, parlak kaşık biçiminde yapay balık
- Ucu iğneli kaşık biçimindeki olta
- kaşık düşmanı
- Kadın, eş
- kaşık havası
- Orta Anadolu bölgesinde kaşık çalınarak oynanan bir halk oyunu veya bu oyunun müziği
- kaşık kaşık
- Birbiri ardınca ve kaşıkla
- kaşık kaşık
- Kaşıkla ölçerek
- kaşık otu
- Turpgillerden, iskorbüte karşı kullanılan, yaprakları kaşığı andıran, güzel çiçekler açan bir bitki (Cochlearla officinalis)
- kaşık oyunu
- Yurdumuzun birçok bölgesinde, parmaklar arasına sıkıştırılmış tahta kaşıklar ile şıkırdatılarak çok hareketli bir biçimde oynanan halk oyunu
- kaşık çalımı
- Ortalığın kararmaya başladığı zaman, akşam yemeği zamanı
Связанные Термины
kaşık
Расстановка переносов
ka·şıkПроизношение
Resimler
История
Избранное