kaş

listen to the pronunciation of kaş
Турецкий язык - Английский Язык
brow

Tom wrinkled his brow like he was displeased. - Tom hoşnutsuzmuş gibi kaşını çattı.

She wrinkled her brows. - O, kaşlarını kırıştırdı.

eyebrow

He's got the biggest eyebrows I've ever seen. - O, şu ana kadar gördüğüm en büyük kaşlara sahip.

Mary started plucking her eyebrows when she was twelve years old. - Mary on iki yaşındayken kaşlarını yolmaya başladı.

eyebrow, brow; bezel, vignette
brow, projection
collet (for a gem)
pommel (of a saddle)
bezel
vignette
supercilium
eye brow
the brow
(Mimarlık) accolade
kaş çatma
scowl
kaş çatma
frowning
kaş çatmak
scowl
kaş aldırma
Browse Ignore
kaş boyası
eyebrow dye
kaş göz etmek
to wink (at); to signal (to someone) with one's eyes and eyebrows
kaş göz etmek
to wink, to make signs with eye and brow
kaş kalemi
eyebrow pencil
kaş kemeri
the upper margin of the eye socket
kaş yapayım derken göz çıkarmak
to make things worse (while trying to be helpful)
kaş yapayım derken göz çıkarmak
to make matters worse while trying to be helpful
kaş çatma
knitting the eyebrow
kaşlar
brows

She wrinkled her brows. - O, kaşlarını kırıştırdı.

The old woman knitted her brows. - Yaşlı kadın kaşlarını çattı.

arka kaş
browse back
kara kaş
(someone) who has big black eyebrows. (aralarından)
çatma kaş
eyebrows that are joined
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) f. Çok istek, arzu, özleme
Ocaklarda sacın oturduğu yüksek kısım
Duvar, bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır
Duvar set
Semerde odun malzeme
Kemerli ve çıkıntılı şey veya yer
çıkıntı
Eyerin ön ve arkasında çıkıntılı bölüm
Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllara verilen ad
Yokuş
Sarp kayalık, uçurum
Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar: "Aşçıbaşı, kırçıl kaşlarını biraz daha çatık, karşıma çömeliyor."- Y. Z. Ortaç
Duvar, bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set
Eyerin ön ve arkasındaki çıkıntılı bölüm
Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar
Yamaç
nun
ebru
KAŞ'
(Osmanlı Dönemi) Gidermek. Dağıtmak
KAŞ'
(Osmanlı Dönemi) Açmak
KAŞ'
(Osmanlı Dönemi) Kuru deri. Deriden olan çadır
KAŞ'
(Osmanlı Dönemi) (Kış') Şaşkın ve ahmak adam. Zayıf adam
KAŞ'
(Osmanlı Dönemi) Deriden yapılmış döşek
KAŞ'
(Osmanlı Dönemi) Hamam pisliği
KAŞ'
(Osmanlı Dönemi) Balgam
KAŞ'ARİRE
(Osmanlı Dönemi) Ürpermek, titremek
kaş jölesi
Kaşın düzgün görünmesini sağlayan bir madde
kara kaş
Kaşları kara ve gür olan
çatma kaş
Aralarında kılsız yer olmayıp birbirine kavuşmuş olan kaşlar
çatık kaş
Kaşları birbirine çok yakın ve çatık olan (kimse)
kaş
Избранное