Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.
- Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.
The suspect wanted to avoid being arrested.
- Şüpheli tutuklanmaktan kaçınmak istedi.
There's a fine line between tax minimization and tax avoidance.
- Vergi minimizasyonu ve vergiden kaçınma arasında ince bir çizgi var.
Try to keep from crying.
- Ağlamaktan kaçınmaya çalış.
Jack tried to evade paying his taxes.
- Jack vergilerini ödemekten kaçınmaya çalıştı.
Tom has been avoiding Mary all day.
- Tom bütün gün Mary'den kaçınmaktadır.
Tom is good at avoiding fights.
- Tom kavgalardan kaçınmakta iyidir.
True science teaches us to doubt and to abstain from ignorance.
- Gerçek bilim bize şüphe etmeyi ve cahillikten kaçınmayı öğretir.
My father tries to abstain from drinking.
- Babam içki içmekten kaçınmaya çalışıyor.