We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic.
- Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık.
Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.
- Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.
There's a fine line between tax minimization and tax avoidance.
- Vergi minimizasyonu ve vergiden kaçınma arasında ince bir çizgi var.
Try to keep from crying.
- Ağlamaktan kaçınmaya çalış.
Jack tried to evade paying his taxes.
- Jack vergilerini ödemekten kaçınmaya çalıştı.
Tom has a good reason for avoiding Mary.
- Tom'un Mary'den kaçınmak için iyi bir nedeni var.
Tom is good at avoiding fights.
- Tom kavgalardan kaçınmakta iyidir.
True science teaches us to doubt and to abstain from ignorance.
- Gerçek bilim bize şüphe etmeyi ve cahillikten kaçınmayı öğretir.
My father tries to abstain from drinking.
- Babam içki içmekten kaçınmaya çalışıyor.