His behavior angered the policeman.
- Onun davranışı polisi kızdırdı.
His actions greatly angered Mexican leaders.
- Onun eylemleri büyük ölçüde Meksikalı liderleri kızdırdı.
He married a Canadian girl.
- O, Kanadalı bir kızla evlendi.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
Why is this bird called a robin redbreast?
- Bu kuşa neden kızılgerdan diyorlar?
The girl released the birds from the cage.
- Kız kuşları kafesten serbest bıraktı.
His daughter is eager to go with him anywhere.
- Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
He was impatient to see his daughter.
- Kızını görmek için çok sabırsızdı.
That girl who has long hair is Judy.
- Uzun saçlı o kız Judy'dir.
That girl whose hair is long is Judy.
- Saçı uzun olan kız Judy.
Girls are wearing short skirts these days.
- Kızlar bugünlerde kısa etek giyiyor.
The girls wore grass skirts and had flowers around their necks.
- Kızlar çim etekler giyiyordu ve boyunlarında çiçekler vardı.
Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters.
- Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.
I've got a queen of hearts.
- Benim bir kupa kızım var.
I feel resentment against your unwarranted criticism.
- Haksız eleştirine karşı kızgınlık hissediyorum.
Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him.
- Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.
I want to marry a virgin girl.
- Bakire bir kızla evlenmek istiyorum.
Most virgins have an intact hymen.
- Çoğu bakirenin sağlam bir kızlık zarı vardır.
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
I like roast chicken.
- Fırında kızartılmış tavuğu severim.
Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
- Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
That teacher tends to be partial to female students.
- Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.
Since 1990, eleven female students received the award.
- 1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.
The mother missed her daughter who was away at college.
- Anne üniversitedeki kızını özledi.
In November of 1996, Mars Global Surveyor began a 10 month mission to the Red Planet.
- Mars Global Surveyor Kasım 1996'da kızıl gezegene olan 10 aylık bir göreve başladı.
Mary went back to using her maiden name.
- Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
The maid gave up her job.
- Hizmetçi kız, işinden ayrıldı.
Mary's maiden name is Jackson.
- Mary'nin kızlık soyadı Jackson'dur.
Mary went back to using her maiden name.
- Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
- Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
I like roast chicken.
- Fırında kızartılmış tavuğu severim.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Mary wore bunny slippers.
- Mary kız terlikleri giydi.
Jill is the only girl in our club.
- Jill Kulübümüzde tek kız.