Tom offered Mary a French fry and she took one.
- Tom Mary'ye bir Fransız kızartma sundu ve o bir tane aldı.
Tom burned his fingers on a hot frying pan.
- Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
Please check if the meat is being roasted at the right heat.
- Lütfen etin doğru ısıda kızartılıp kızartılmadığını kontrol edin.
This meat is roasted well.
- Bu et iyi kızartıldı.
Tom burned his fingers on a hot frying pan.
- Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
Mary threw some sausages into the frying pan.
- Mary kızartma tavasına bazı sosisler attı.
We sat around the campfire roasting marshmallows.
- Hatmileri kızartırken kamp ateşinin etrafında oturduk.
He's roasting a tasty chicken.
- O, lezzetli bir tavuk kızartıyor.
Tom put two pieces of bread in the toaster.
- Tom ekmek kızartma makinesine iki parça ekmek koydu.
The toaster was useful during busy mornings.
- Ekmek kızartma makinesi yoğun sabahlar sırasında kullanışlıydı.
In Kenya, roasted termites are eaten with Ugali.
- Kenya'da, kızartılmış termitler Ugali ile birlikte yenir.
Tom and his friends sat around the campfire and roasted marshmallows.
- Tom ve arkadaşları kamp ateşinin etrafında oturdu ve hatmileri kızarttı.
Avoid fried foods for a while.
- Bir süre kızartılmış yiyeceklerden kaçının.
On the table, there was a plate with three fried eggs on it.
- Masada üzerinde üç kızarmış yumurta bulunan bir tabak vardı.
Tom offered Mary a French fry and she took one.
- Tom Mary'ye bir Fransız kızartma sundu ve o bir tane aldı.
Tom is frying an egg.
- Tom bir yumurta kızartıyor.