I couldn't help blushing.
- Kızarmaktan kendimi alamadım.
Tom couldn't help blushing.
- Tom kızarmaktan kendini alamadı.
Man is the only animal that blushes. Or needs to.
- İnsan yüzü kızaran tek hayvandır. Ya da kızarması gereken.
Tom couldn't help but blush.
- Tom kızarmaktan kendini alamadı.
Tom couldn't help blushing.
- Tom kızarmaktan kendini alamadı.
I couldn't help blushing.
- Kızarmaktan kendimi alamadım.
Avoid fried foods for a while.
- Bir süre kızartılmış yiyeceklerden kaçının.
Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
- Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
Tom burned his fingers on a hot frying pan.
- Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
Tom offered Mary a French fry and she took one.
- Tom Mary'ye bir Fransız kızartma sundu ve o bir tane aldı.