Tom admitted that it was partially his fault.
- Tom onun kısmen hatası olduğunu kabul etti.
Is Tom partially to blame?
- Tom kısmen suçlanacak mı?
I partly agree with you.
- Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.
It is made partly of wood.
- O kısmen ahşaptan yapılmıştır.
Joseph Conrad wrote Heart of Darkness in part based on his personal experience in Belgian Congo.
- Joseph Conrad Belçika Kongo'da kendi kişisel deneyime kısmen dayalı olarak Heart of Darkness'ı yazdı.
We are in part responsible for it.
- Biz bunun için kısmen sorumluyuz.
I'm in partial agreement with you.
- Sana kısmen katılıyorum.
His story is partially true.
- Onun hikayesi kısmen doğrudur.
Everyone agreed to a certain extent.
- Herkes kısmen kabul etti.
I agree with him to a certain extent, but not entirely.
- Onunla kısmen aynı fikirdeyim ama tamamen değil.
I agree with him to a certain extent, but not entirely.
- Onunla kısmen aynı fikirdeyim ama tamamen değil.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
Tom admitted that it was partially his fault.
- Tom onun kısmen hatası olduğunu kabul etti.
Foxes are moderately quiet animals.
- Tilkiler kısmen sessiz hayvanlardır.
Tom was only half joking.
- Tom sadece kısmen şaka yapıyordu.