She was burning with jealousy.
- O kıskançlıktan yanıp tutuşuyordu.
There's no love without jealousy.
- Kıskançlık olmadan sevgi yoktur.
The envious die, but envy never does.
- Kıskanç ölür ama kıskançlık asla ölmez.
Even the tail of the parrot makes others envious.
- Papağanın kuyruğu bile diğerlerini kıskanç yapar.
The neighbor woman nearly died of envy.
- Komşu kadın neredeyse kıskançlıktan öldü.
Envy is one of the seven deadly sins.
- Kıskançlık yedi ölümcül günahtan biridir.