The secretary answered me shortly.
- Sekreter beni kısaca cevapladı.
Describe yourself shortly in Chinese.
- Çince kısaca kendinizden bahsedin.
Can you explain it briefly?
- Onu kısaca açıklayabilir misin?
Tell me, briefly, what happened.
- Bana kısaca ne olduğunu anlat.
The meeting, in short, was a waste of time.
- Kısacası toplantı vakit kaybıydı.
In short, all our efforts resulted in nothing.
- Kısacası, tüm çabalarımız boşa gitti.
One of the most important parts of game design is the graphical user interface, or GUI for short.
- Oyun tasarımının en önemli bölümlerinden biri de kısaca grafik kullanıcı arayüzü veya GUI'dir.
My name is Robert, so they call me Bob for short.
- Benim adım Robert, bu nedenle bana kısaca Bob derler.
In brief, you should have accepted the responsibility.
- Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin.
She glanced briefly at the newspaper.
- Gazeteye kısaca göz attı.
Margaret is called Meg for short.
- Margaret'e kısaca Meg denir.
In short, I disagree.
- Kısacası, ben katılmıyorum.
It was a long letter, but in brief, he said, No.
- Uzun bir mektuptu, ama kısaca Hayır. dedi.
He gave his reasons in brief.
- O kısaca gerekçelerini gösterdi.