Nick looks down on anyone who comes from a rural area.
- Nick kırsal alandan gelen birine tepeden bakıyor.
This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.
- Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
I never thought I would enjoy living in the country.
- Kırsalda yaşamaktan hoşlanacağımı hiç düşünmemiştim.
Tom decided to give up city life and live in the country.
- Tom şehir hayatından vazgeçmeye ve kırsalda yaşamaya karar verdi.
There are lots of trees in the countryside.
- Kırsal bölgede çok ağaç var.
Tomorrow I am going to the countryside by my car.
- Yarın arabamla kırsal bölgeye gidiyorum.