kırsal

listen to the pronunciation of kırsal
Турецкий язык - Английский Язык
agrarian
(Hukuk) rural

Nick looks down on anyone who comes from a rural area. - Nick kırsal alandan gelen birine tepeden bakıyor.

This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years. - Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.

rural, rustic; pastoral
countrified
Arcadian
rustic
country

I never thought I would enjoy living in the country. - Kırsalda yaşamaktan hoşlanacağımı hiç düşünmemiştim.

Tom decided to give up city life and live in the country. - Tom şehir hayatından vazgeçmeye ve kırsalda yaşamaya karar verdi.

country, rural, rustic; pastoral
pastoral
(Argo) bush
country side
silvan
kırsal bölge
countryside

There are lots of trees in the countryside. - Kırsal bölgede çok ağaç var.

Tomorrow I am going to the countryside by my car. - Yarın arabamla kırsal bölgeye gidiyorum.

kırsal bölge
the country
kırsal bölge
the land
kırsal cennet
Arcadia
kırsal kalkınma politikaları
(Hukuk) rural development policies
kırsal kesim
countryside, the country
kırsal yöre halkı
countryside
Турецкий язык - Турецкий язык
Az insanın barındığı, daha çok kır durumunda olan yer
Kır ile ilgili
kırsal alan
Üretim etkinlikleri tarıma dayalı olan, kırsal nüfusun yaşadığı ve çalıştığı alan
kırsal bölge
Genellikle tarım veya hayvancılık yapılan ve az insanın yaşadığı yer
kırsal nüfus
Tarımla uğraşan, genellikle şehir sınırları dışında, köy ve kasabalarda yaşayan nüfus
kırsal
Избранное