kırıntılar

listen to the pronunciation of kırıntılar
Турецкий язык - Английский Язык
oddments
(Jeoloji) cuttings
odds
kırıntı
{i} crumb

There is a crumb in his beard. - Onun sakalında bir kırıntı var.

Why are there crumbs everywhere? - Neden her yerde kırıntılar var?

kırıntı
{i} debris
kırıntı
{i} piece
kırıntı
scraps

She would often bring home table scraps from the restaurant where she worked to feed to her dog. - O, köpeğini beslemek için çalıştığı restorandan sık sık masa kırıntılarını getirirdi.

Tom fed his dog table scraps. - Tom köpeğini masa kırıntılarıyla besledi.

kırıntı
chipping
kırıntı
partide
kırıntı
bit

He ate every bit of his dinner. - Yemeğinin her kırıntısını yedi.

kırıntı
rag
kırıntı
scrap

Tom fed his dog table scraps. - Tom köpeğini masa kırıntılarıyla besledi.

She would often bring home table scraps from the restaurant where she worked to feed to her dog. - O, köpeğini beslemek için çalıştığı restorandan sık sık masa kırıntılarını getirirdi.

kırıntı
snatch
kırıntı
fragment
kırıntı
ort
kırıntı
fragment, piece, scrap, bit, chip; crumb
kırıntı
fragment, piece
kırıntı
chip
kırıntı
sweeps
kırıntı
shred
kırıntı
oddments
kırıntı
clast
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kırıntılar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Kırıntı
kırık
Kırıntı
ufantı
kırıntı
Küçük kalıntı
kırıntı
Bir şeyden ayrılan küçük parça
kırıntı
Kuruyemiş
kırıntı
Kurumak için kesilip yerde bırakılan odun
kırıntılar
Избранное