Birini öldürmek istiyorum.
- I want to kill someone.
Birisi o politikacıyı öldürmekle tehdit etti.
- Someone made a threat to kill that politician.
Mutsuz oldum fakat kendimi öldürmedim.
- I'd be unhappy, but I wouldn't kill myself.
O, kendini öldürmeye çalıştı fakat o başarısızlıkla sonuçlandı.
- He tried to kill himself but it ended in failure.
Tom'un Mary'nin bir seri katil olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.
- Tom had no idea that Mary was a serial killer.
Olduğun yerde kal yoksa seni öldürürüm.
- Stand where you are or I'll kill you.
Lütfen bana ağrı kesecek bir şey ver.
- Please give me something to kill the pain.
Bana ağrıyı kesecek bir şey verebilir misin?
- Can you give me something to kill the pain?
Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür.
- Guns don't kill people. People kill people.
Onlar Güneş Tanrısı'nı mutlu etmek için her gün bir lama öldürdü.
- Every day they killed a llama to make the Sun God happy.
Ağrıyı dindirmek için biraz ilaca ihtiyacım var.
- I need some medicine to kill the pain.
Ağrıyı kesmek için biraz ilaca ihtiyacım var.
- I need some medicine to kill the pain.
My parents are going to kill me!.
You don't ever want to get rabies. The doctor will have to give you multiple shots and they really kill.
That joke always kills me.
The fox dragged its kill back to its den.
I'm just doing this to kill time.
Look at the amount of destruction to the enemy base. We pretty much killed their ability to retaliate anymore.
It kills me to learn how many poor people are practically starving in this country and yet rich moguls spend such outrageous amounts on useless luxuries.
The team had absolutely killed their traditional rivals, and the local sports bars were raucous with celebrations.
There is conclusive evidence that smoking kills.