Tom put two sugar cubes in his tea.
- Tom çayına iki küp şeker koydu.
Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, but in fact you are looking at the screen.
- Burada bir görsel yanılsama var. Küpe baktığını düşünüyorsun ama gerçekte ekrana bakıyorsun.
The cube root of twenty-seven is three.
- Yirmi yedinin küp kökü üçtür.
Cut the cheese into thin slices or into little cubes.
- Peyniri ince dilimler veya küpler halinde kesin.
Do you drink mineral water with ice cubes?
- Maden suyunu buz küpleriyle içer misin?