kültürü

listen to the pronunciation of kültürü
Турецкий язык - Английский Язык
culture
The beliefs, values, behaviour and material objects that constitute a people's way of life
cultivation

The Culture of Spring-Flowering Bulbs.

To maintain in an environment suitable for growth (especially of bacteria)
The complete way of life of a people: the shared attitudes, values, goals, and practices that characterize a group; their customs, art, literature, religion, philosophy, etc ; the pattern of learned and shared behavior among the members of a group
The beliefs, values, behavior and material objects that constitute a peoples way of life
The arts, customs, and habits that characterize a particular society or nation
Any knowledge passed from one generation to the next, not necessarily with respect to human beings
The state of being cultivated; result of cultivation; physical improvement; enlightenment and discipline acquired by mental and moral training; civilization; refinement in manners and taste
The collection of organisms resulting from such a cultivation
the tastes in art and manners that are favored by a social group
The collective noun for a group of bacteria
An integrated pattern of human beliefs, values, behaviors, and institutions shared by a distinct group, the inhabitants of a region, or the citizens of a nation Used in some contexts as a synonym for the arts and other forms of social expression
In science, a culture is a group of bacteria or cells which are grown, usually in a laboratory as part of an experiment. a culture of human cells
(bacteriology) the product of cultivating micro-organisms in a nutrient medium
the raising of plants or animals; "the culture of oysters"
a people's whole way of life This includes their ideas, their beliefs, language, values, knowledge, customs, and the things they make
{i} civilization; refinement; cultivation (Agriculture); bacteria or germs grown for scientific study (Biology)
a set of learned beliefs, values and behaviors--the way of life--shared by the members of a society
– the customs, beliefs, and ways of life of a group of people
a test to see whether there are TB bacteria in your phlegm or other body fluids This test can take 2 to 4 weeks in most laboratories
kültür
{i} culture

This doctor is a man of culture. - Bu doktor bir kültür adamıdır.

He appreciates Japanese culture. - O, Japon kültürünün takdir eder.

firma kültürü
(Ticaret) corporate culture
halk kültürü
popular culture
ingiliz kültürü
english culture
ingiliz kültürü
british culture
kitle kültürü
mass culture
batı kültürü
Western culture
doğu kültürü
Eastern culture
bakteri kültürü
culture
balkan kültürü
balkan culture
biraz ıngiliz kültürü olan yerli
baboo
cermen kültürü
Teutonism
din kültürü
religious culture
doku kültürü
tissue culture
duyu kültürü
(Pisikoloji, Ruhbilim) sensate culture
genel kültürü kapsamlı kimse
generalist
havuz kültürü
(Denizbilim) pond culture
kültür
thorough knowledge (of a particular subject)
kültür
culture (of microorganisms in media)
kültür
culture (of a particular society)
kültür
culture, refinement, cultivation
kültür
ethos
kültür
kultur
mikrop kültürü
(Tıp) microbial culture
silah kültürü
gun culture
su kültürü
aquaculture
televizyon kültürü
television culture
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kültürü в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Kültür
(Hukuk) HARS
Kültür
ekin
kültür
Tarım
kültür
Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin: "Harf inkılabı, Türk kültür inkılabının temelidir."- E. İ. Benice
kültür
Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü: "Doğrusu, teknik ve kültür her gün biraz daha ilerlemektedir."- S. Birsel
kültür
Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü
kültür
Uygun biyolojik şartlarda bir mikrop türünü üretme
kültür
Balıkların yapay yılla beslenme ve büyütülmesi
kültür
Tarihî, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddî ve manevî değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin
kültür
Muhakeme, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi
kültür
Bireyin kazandığı bilgi
yığın kültürü
Toplumsal yapı ayrılıkları gözetilmeksizin televizyon, radyo, sinema, basın gibi kitle iletişim araçlarıyla yaygınlaştırılan kültür
Английский Язык - Турецкий язык

Определение kültürü в Английский Язык Турецкий язык словарь

din kültürü
Religious culture
kültürü
Избранное