There's volcanic ash in the atmosphere.
- Atmosferde volkanik kül var.
I feel terrible, but I've just broken your ashtray.
- Kendimi berbat hissediyorum, ama ben sadece kül tablanı kırdım.
The big fire reduced the whole town to ashes.
- Büyük bir ateş bütün kasabayı kül haline getirdi.
Please remove the ashes from the stove.
- Lütfen ocaktan külleri temizle.
When Cinderella heard midnight sounding, she left immediately.
- Külkedisi gece yarısı sesini duyunca, hemen ayrıldı.
My grandmother told me the story of Cinderella.
- Büyükannem bana Külkedisi hikayesini anlattı.
All people shall have the right to maintain the minimum standards of wholesome and cultured living.
- Tüm insanlar sağlıklı ve kültürlü yaşam minimum standartlarını koruma hakkına sahip olacaktır.
The fire consumed the whole building.
- Yangın tüm binayı yakıp kül etti.
My doctor told me to pee in a cup, but I got confused and peed in his ashtray.
- Doktorum bana bir fincana işememi söyledi ama karıştırdım ve onun kül tablasına işedim.
Kissing a smoker is like licking an ashtray.
- Bir sigara içenle öpüşmek bir kül tablasını yalamak gibi bir şeydir.