Tom answered with a contemptuous laugh.
- Tom küçümseyici bir gülüşle cevap verdi.
They don't despise you.
- Onlar seni küçümsemiyorlar.
I'm sure you despise me.
- Senin beni küçümsediğinden eminim.
Why are you giving me such a scornful look?
- Neden bana böyle küçümseyen bir görünüm veriyorsun?
True artists scorn nothing; they force themselves to understand instead of judging.
- Gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçümsemez; onlar kendilerini yargılamak yerine anlamak için zorlarlar.
He takes every opportunity to belittle you.
- O sizi küçümsemek için her fırsatı kullanır.
Do not belittle his suggestions.
- Onun önerilerini küçümseme.
Tom and I despised each other.
- Tom ve ben birbirimizi küçümsedik.
He despised those who lived on welfare.
- Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.