küçümser

listen to the pronunciation of küçümser
Турецкий язык - Английский Язык
depreciatory
{s} of or pertaining to depreciation (reduction in the value of an item or a currency); critical, disparaging, belittling
Tending to depreciate; undervaluing; depreciative
küçümser biçimde
condescendingly
küçümse
{f} scorned
küçümse
despise

They don't despise you. - Onlar seni küçümsemiyorlar.

He despised those who lived on welfare. - Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.

küçümse
{f} scorn

True artists scorn nothing; they force themselves to understand instead of judging. - Gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçümsemez; onlar kendilerini yargılamak yerine anlamak için zorlarlar.

Why are you giving me such a scornful look? - Neden bana böyle küçümseyen bir görünüm veriyorsun?

küçümse
pooh pooh
küçümse
{f} condescending
küçümse
belittle

Do not belittle his suggestions. - Onun önerilerini küçümseme.

He takes every opportunity to belittle you. - O sizi küçümsemek için her fırsatı kullanır.

küçümse
despised

Tom and I despised each other. - Tom ve ben birbirimizi küçümsedik.

Tom also despised Mary. - Tom da Mary'yi küçümsedi.

küçümser
Избранное