The boy cried Wolf, wolf! and the villagers came out to help him.
- Kurt, kurt diye çocuk bağırdı! ve köylüler ona yardım etmek için dışarı çıktılar.
The villagers were kind to their visitors.
- Köylüler ziyaretçilerine karşı nazikti.
The peasants were planting rice.
- Köylüler pirinç ekiyorlardı.
The majority of the peasants living in this godforsaken village cannot read nor write.
- Bu kahrolası köyde yaşayan köylülerin çoğunluğu ne okuyabiliyor ne de yazabiliyor.
The peasants rose up in rebellion against the ruler.
- Köylüler hükümdara karşı ayaklandılar.
Many peasants died during the drought.
- Birçok köylü kuraklık esnasında öldü.
They supplied the villagers with food.
- Köylülere yiyecek sağladılar.
The explosion frightened the villagers.
- Patlama köylüleri korkuttu.