They supplied the villagers with food.
- Köylülere yiyecek sağladılar.
The villagers believed in a life after death.
- Köylüler ölümden sonraki bir hayata inanıyorlar.
The peasants rose up in rebellion against the ruler.
- Köylüler hükümdara karşı ayaklandılar.
The peasants were planting rice.
- Köylüler pirinç ekiyorlardı.
Many peasants died during the drought.
- Birçok köylü kuraklık esnasında öldü.
I look like an old peasant.
- Yaşlı bir köylüye benziyorum.
The boy cried Wolf, wolf! and the villagers came out to help him.
- Kurt, kurt diye çocuk bağırdı! ve köylüler ona yardım etmek için dışarı çıktılar.
The villagers were kind to their visitors.
- Köylüler ziyaretçilerine karşı nazikti.