She is very fond of dogs.
- Köpeklere çok düşkündür.
Nancy is afraid of dogs.
- Nancy köpeklerden korkar.
Lieutenant Dan Anderson sent a canine team to the crime scene.
- Teğmen Dan Anderson olay yerine bir köpek ekibi gönderdi.
Tom and Mary are dog lovers, and have their pooch groomed once a month.
- Tom ve Mary köpek aşıklarıdır, ve köpeklerine ayda bir bakım yaptırırlar.
We need to drop the dog off at the kennel.
- Köpeği köpek evine bırakmamız gerek.
I was helped by my father to paint the kennel.
- Ben babama köpek kulübesini boyamada yardım ettim.
I made this kennel by myself.
- Bu köpek kulübesini kendim yaptım.
I enjoy watching dog racing.
- Köpek yarışını izlemekten hoşlanırım.
Our mother bought us a puppy.
- Bizim annemiz bize bir köpek yavrusu satın aldı.
The puppy licked her on the cheek.
- Köpek yavrusu onu yanağından yaladı.
The puppy licked her on the cheek.
- Köpek yavrusu onu yanağından yaladı.
Our mother bought us a puppy.
- Bizim annemiz bize bir köpek yavrusu satın aldı.
Mom will buy us a puppy.
- Annem bize bir yavru köpek alacak.
Mother bought us a puppy.
- Annem bize bir yavru köpek satın aldı.
Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.
- Genellikle, köpekler kedilerden daha sadıktırlar.
She bought him a dog. However, he was allergic to dogs, so they had to give it away.
- Ona bir köpek aldı. Ancak, o köpeklere alerjisi vardı, bu yüzden birine vermek zorunda kaldı.
Mom will buy us a puppy.
- Annem bize bir yavru köpek alacak.
The pup snapped at my hand.
- Yavru köpek elimi ısırdı.