Alıcı dikkatli olsun.
- Let the buyer beware.
Tom düşüncesiz bir alıcı.
- Tom is an impulsive buyer.
Umarım bunun için bir müşteri bulabilirim.
- I hope I can find a buyer for this.
Çoğu ev müşterisinin çok az hayal gücü vardır.
- Most home buyers have very little imagination.
His job is to negotiate with foreign buyers.
- Seine Aufgabe besteht darin, mit ausländischen Käufern zu verhandeln.
They still haven't found a buyer for that house.
- Sie haben immer noch keinen Käufer für das Haus gefunden.