kâsıt

listen to the pronunciation of kâsıt
Турецкий язык - Английский Язык
{i} intention

He broke the window intentionally. - O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.

Yes, I did this intentionally. - Evet, bunu kasıtlı yaptım.

intent

Tom made this mistake intentionally. - Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.

Yes, I did this intentionally. - Evet, bunu kasıtlı yaptım.

intention, purpose; evil purpose
premeditation
deliberateness
malice aforethought
law criminal intention, intent to harm or do wrong
purpose

We skipped his turn on purpose. - Biz kasıtlı olarak onun sırasını atladık.

He didn't do it on purpose. - O onu kasıtlı yapmadı.

meaning
malice prepense
purpose, design, intention
malice
(Pisikoloji, Ruhbilim) mens rea
evil purpose
thought
cana kasıt
intent to murder
Турецкий язык - Турецкий язык
Öldürme, yaralama veya zarar vermek isteme, kötü niyet
Amaç, istek, maksat
Amaç, istek, maksat. Öldürme, yaralama veya zarar vermek isteme, kötü niyet
(Osmanlı Dönemi) kast eden, isteyen