kârlılık

listen to the pronunciation of kârlılık
Турецкий язык - Английский Язык
profitableness
profitability
profitability
kar
{i} snow

Probably it will snow tomorrow. - Yarın muhtemelen kar yağacak.

It will probably snow tomorrow. - Yarın muhtemelen kar yağacak.

kâr
profit

He claimed his share of the profits. - Kar payını talep etti.

Robert got a small proportion of the profit. - Robert, karın küçük bir bölümünü aldı..

kâr
{i} catch

He ran to catch up to his brother. - Erkek kardeşine yetişmek için koştu.

My wife is liable to catch a cold. - Karım üşütmeye eğilimli.

kâr
benefit

It will be to our mutual benefit to carry out the plan. - Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.

kar
(Ticaret) income

The government decided to impose a special tax on very high incomes. - Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.

kâr
capital

He advocated State Capitalism over Market Capitalism. - O, Pazar Kapitalizmine karşı Devlet Kapitalizmini savundu.

Podgorica is the capital of Montenegro. - Podgorica, Karadağ'ın başkentidir.

kâr
{i} return

I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile. - Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.

What does Tom get in return for all the work he's done? - Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?

kâr
gain

A small gain is better than a great loss. - Zararın neresinden dönersek kârdır.

Perry decided to gain information from Drake. - Perry Drake'den bilgi almaya karar verdi.

aktif karlılık
(Ticaret) return on assets
kar
(Hukuk) benefit, earnings, profit, benefit
kar
(Bilgisayar) mix

Mary mixed the ingredients to make a cake. - Mary bir pasta yapmak için malzemeleri karıştırdı.

Air is a mixture of various gases. - Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.

kar
(Ticaret) yield

He finally yielded to the request of his wife and bought a house. - O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı.

You must not yield to temptation. - Günaha karşı boyun eğmemelisin.

kar
flake
kar
returns
kar
(Ticaret) margin

This car dealership has very thin profit margins. - Bu araba bayiliğinin çok ince kar marjları var.

This product brought us a large margin. - Bu ürün bize büyük bir kar getirdi.

kar
boot

A group of people started off in snow boots. - Bir grup insan kar botlarıyla yola koyuldular.

I always wear boots when it rains or snows. - Yağmur ya da kar yağdığında her zaman botlarımı giyerim.

kar
{i} yielding
kâr
take

AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it. - AIDS sadece her birey buna karşı harekete geçmeye karar verirse durdurulabilir.

Lucy's mother told her to take care of her younger sister. - Lucy'nin annesi, ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.

kâr
takings
kâr
account

My brother has a Twitter account. - Erkek kardeşimin bir Twitter hesabı var.

Our train was delayed on account of the heavy snow. - Bizim tren yoğun kar nedeniyle ertelendi.

iç karlılık oranı
(Ekonomi) Internal Rate of Return (IRR)
kar
profit making
kar
a profit
kâr
revenue
kâr
benefit. gain. profit
kâr
avails
kâr
pay dirt
kâr
avail

The bus service won't be available until the snow has melted. - Kar eriyinceye kadar otobüs servisi mevcut olmayacak.

Tickets are available for $30 per couple or $20 per single reservation. - Biletler çift başına 30 Dolar ya da tek bir rezervasyon için 20 Dolar karşılığı mevcuttur.

kâr
gainings
kâr
fruit

My daughter likes summer fruits, such as cherries, watermelons and peaches. - Kızım kiraz, karpuz ve şeftali gibi yaz meyvelerini seviyor.

kâr
melon

Mary likes watermelons more than melons. - Mary karpuzları kavunlardan daha fazla sever.

My sister likes melons and so do I. - Kız kardeşim kavun sever ve ben de.

kâr
profit, gain, takings; benefit
kâr
increment
Английский Язык - Английский Язык

Определение kârlılık в Английский Язык Английский Язык словарь

kar
Kentucky Administrative Regulation
kar
Knowledge and Research
kar
A green mango
kar
(v rt ) to do, to make, to create; to produce; cl 5 (k126)
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kârlılık в Турецкий язык Турецкий язык словарь

kâr
(Osmanlı Dönemi) kazanç
KAR
(Osmanlı Dönemi) (C.: Kur-Kirân) Zift, kara boya
KAR
(Osmanlı Dönemi) Deve. Dağ keçisi
KAR
(Osmanlı Dönemi) Küçük tepe
KAR
(Osmanlı Dönemi) Kara büyük ta
KAR
(Osmanlı Dönemi) Ses çıkmasın diye ayağın kenarıyla yürümek
KAR
(Osmanlı Dönemi) Kara taşlı yer
Kar
(Osmanlı Dönemi) DAHK
Kar
(Osmanlı Dönemi) ZALM
KÂR
(Osmanlı Dönemi) f. (Kelimeye bir ek olup, isimleri sıfat yapar) Eden, edici, yapan mânâlarına gelir ve li, lı, cı, ci gibi eklerin de karşılığıdır. İtaat-kâr, hilekâr, isyan-kâr, hamur-kâr, kanaatkâr...gibi
Kâr
(Osmanlı Dönemi) DE'B
kar
Kapıyı çalma
kar
Eskiden Dicle ve Fırat ırmaklarında kullanılan yelkenli bir tekne
kar
Yarar, menfaat, fayda
kar
Doktorun muayene etmek istediği yere parmağıyla vurması
kar
Havada beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak yağan su buharı: "Kıştı, yerler iki karış kar tutmuştu."- T. Buğra
kar
Orhan Pamuk'un bir romanı
kar
Klasik Türk müziğinde sözlü yapıt formu
kârlılık
Избранное