My briefcase is full of papers.
- Evrak çantam kağıtlarla doludur.
I've just signed the divorce papers; I'm free at last!
- Boşanma kağıtlarını az önce imzaladım, nihayet özgürüm!
Japan consumes a lot of paper.
- Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
The printer needs paper.
- Yazıcıya kağıt lazım.
She handed me a sheet of paper.
- Bana bir kâğıt yaprak verdi.
Give me a blank sheet of paper.
- Bana boş bir sayfa kağıt verin.
I slipped on the paper and hurt my leg.
- Kâğıttan kaydım ve bacağımı incittim.