Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
- There is no returning to our younger days.
O, ondan iki yaş daha gençtir.
- She's two years younger than him.
Küçük erkek kardeşim TV izliyor.
- My younger brother is watching TV.
Sam Tom'dan iki yaş küçük.
- Sam is two years younger than Tom.