Tom soğuk suya atlamak için kendini ikna edemedi.
- Tom couldn't bring himself to jump into the cold water.
Tom çocuklarına yatağın üstüne atlamaktan vazgeçmelerini söyledi.
- Tom told his children to quit jumping on the bed.
Tom'un sonuçlara atlamayla ilgili kötü bir alışkanlığı vardır.
- Tom has the bad habit of jumping to conclusions.
O, üçlü atlamada yeni bir rekor kıracağından emin.
- He is sure to set a new record in the triple jump.
Tom'un annesi ona yatağının üzerinde zıplamayı bırakmasın söyledi.
- Tom's mother told him to quit jumping on his bed.
Sami zıplamaya başladı.
- Sami started jumping.
Gürültü benim geriye fırlamama neden oldu.
- The noise caused me to jump back.
O bir sıçrama ile suya atladı.
- He jumped into the water with a splash.
Tom bir sıçrama ile suya atladı.
- Tom jumped into the water with a splash.
Siz ne kadar yükseğe sıçrayabilirsiniz?
- How high can you jump?
Fare çok yükseğe sıçrasa da, kedi tarafından yakalanır.
- If jumps too high the rat - it's captured by the cat.
Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Ben sizin için çemberlerden atlamak isterdim.
- I'd jump through hoops for you.
With martial stalk hath he gone by our watch.
The boy jumped over a fence.
It is quite a jump from teenage angst to bee-keeping.
The hoodlum jumped a woman in the alley.
The rider jumped the horse over the fence.
Their research department gave them the jump on the competition.
... have to run to jump to the moon. That was a number that mystified ancients. How do ...
... JAKE PORWAY: And if I can jump in on that note, I'm curious ...