Odada dikiş dikmek için yeterli ışık yok.
- There's not enough light in this room for sewing.
Yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alıyor.
- The lonely patient derives pleasure from sewing.
Bu düğmeleri dikmek için bir iğnen var mı?
- Do you have a needle to sew on these buttons?
Dikiş dikmekte çok iyisin.
- You are very good at sewing.
Gömleğime bir düğme diker misin?
- Would you sew a button on my shirt?
Tom'un eskiden uyuduğu odada bir dikiş makinesi ve bir ütü masası var.
- There is a sewing machine and an ironing board in the room where Tom used to sleep.