Onlar uçağa ayak bastılar.
- They stepped on board the airplane.
O, uçağa binmeden önce bana el salladı.
- She waved at me before she got on board the plane.
Bütün turistler gemiye bindiler mi?
- Have the tourists all gone on board?
Onlar gemiye bindiler.
- They went on board the ship.
Uçak patladı ve okyanusa düştü ve uçaktaki herkes öldü.
- The plane exploded and plunged into the ocean, killing all the people on board.
Uçakta bulunan beş yüz yolcu vardı.
- The plane had five hundred passengers on board.
Gemide epeyce yolcu vardı.
- There were quite a few passengers on board.
Gemide bir doktor var mı?
- Is there a doctor on board?
Is that new teammate properly on board yet?.