I want to leave a mark.
- Bir iz bırakmak istiyorum.
Everyone wants to leave a mark.
- Herkes bir iz bırakmak ister.
The pregnancy left her with stretch marks.
- Gebelik onu gerilme izleriyle bıraktı.
There are teeth marks on the end of that pencil.
- O kalemin ucunda diş izleri var.
Traces of soap were found in the victim's lungs. I suppose they drowned her in the bath.
- Kurbanın akciğerlerinde sabun izleri bulundu. Sanırım onlar onu banyoda boğdular.
NASA's Mars rover discovered traces of a river bed.
- NASA'nın Mars gezicisi bir nehir yatağının izlerini keşfetti.
We found one large footprint and a couple of different size smaller footprints.
- Bir büyük ayak izi ve birkaç farklı boyutta daha küçük ayak izleri bulduk.
Footprints were left on the floor.
- Yerde ayak izleri bırakılmıştı.
Tom liked to watch military documentaries.
- Tom, askeri belgeselleri izlemekten hoşlandı.