There is considerable optimism that the economy will improve.
- Ekonominin gelişeceğine dair önemli bir iyimserlik var.
There's reason for optimism.
- İyimserlik için neden var.
You're an overly optimistic girl.
- Sen aşırı iyimser bir kızsın.
I am an optimist by nature.
- Ben doğuştan iyimserim.
You're an overly optimistic girl.
- Sen aşırı iyimser bir kızsın.
Nobody feels optimistic today.
- Bugün hiç kimse iyimser hissetmiyor.
They were sanguine about the company's prospects.
- Onlar şirketin umutları hakkında iyimserdi.