iyi durumda

listen to the pronunciation of iyi durumda
Турецкий язык - Английский Язык
in fine fettle
in good shape

His business affairs are in good shape. - Onun iş ilişkileri iyi durumda.

He's really in good shape. - O gerçekten iyi durumda.

in good nick
in good fettle
(Ticaret) sound
all right
conditioned
well off

He has been well off since he started this job. - O bu işe başladığından beri oldukça iyi durumda.

in mint condition
roadworthy
good condition

This car is in good condition. - Bu araba iyi durumdadır.

We must keep nature in good condition. - Biz doğayı iyi durumda tutmalıyız.

{s} well

Tom is still doing well. - Tom hâlâ iyi durumda.

He has been well off since he started this job. - O bu işe başladığından beri oldukça iyi durumda.

in good repair
iyi durumda olma
soundness
iyi durumda olmak
be on velvet
iyi durum
{i} well

Tom is still doing well. - Tom hâlâ iyi durumda.

He has been well off since he started this job. - O bu işe başladığından beri oldukça iyi durumda.

iyi durum
good condition

This car is in good condition. - Bu araba iyi durumdadır.

That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition. - O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.

en iyi durumda olmak
be at one's best
iyi durum
place in the sun
iyi durum
kilter
iyi durumda
Избранное