Lütfen listedeki tüm kalemleri kontrol et.
- Please check all the items on this list.
Polis onun sıcak bir madde olduğunu biliyordu.
- The police knew it was a hot item.
Görüşmek için bir maddemiz daha var.
- We have one more item to discuss.
Bu parçaları elde etmesi oldukça zordur.
- These items are rather hard to obtain.
Kırılabilir bu parçalar bütün risklere karşı sigortalanmalıdır.
- These fragile items must be insured against all risks.
Acele ederseniz, satın almanız için hâlâ bazı seçim ögeleri kalmış olabilir.
- If you hurry, there still might be some choice items left for you to buy.
Canım bu anketi doldurmak istemiyor. Çok öge var.
- I don't feel like filling out this questionnaire. There are too many items.
Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
- Strong winds can blow away unsecured items.
İnsanlar malların belirli bir öğesini ne kadar çok alırsa, onun fiyatı o kadar yüksek olur.
- The more people buy a given item of merchandise, the higher its price.
Tweezers are great for manipulating small items.
Jack and Jill are an item.