I want to see you before you go.
- Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.
I want to go to America someday.
- Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.
Would you like to dance with me?
- Benimle dans etmek ister misin?
Would you like coffee or tea?
- Çay veya kahve ister misin?
Playing the violin requires much practice.
- Keman çalmak çok pratik ister.
Is there anything else you require?
- İstediğin başka bir şey var mı?
The request became a hot political issue in the presidential campaign.
- İstek başkanlık kampanyasında sıcak bir siyasi sorun haline geldi.
A map is available upon request.
- İstek üzerine bir harita mevcuttur.
I don't want someone else. I want you.
- Başka birini istemiyorum. Seni istiyorum.
I don't want another girlfriend. I want you.
- Başka kız arkadaş istemiyorum. Seni istiyorum.
Reservations are required.
- Rezervasyon isteniyor.
I would like to but I have a required course tonight.
- İsterim ama bu gece gerekli bir kursum var.
Tom has requested my assistance.
- Tom yardımımı istedi.
She requested help, but no one came.
- Yardım istedi, ama kimse gelmedi.
I have some cravings.
- Benim bazı isteklerim var.
I don't want to see your faces.
- Yüzlerinizi görmek istemiyorum.
I want to go to London.
- Londra'ya gitmek isterim.
They would call for help.
- Onlar yardım istediler.
Why didn't Tom call for help?
- Tom neden yardım istemedi?
I assume you are willing to take the risk.
- Riski almaya istekli olduğunuzu varsayıyorum.
My sponsor was willing to agree to my suggestion.
- Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
Dan desired to kill Linda.
- Dan Linda'yı öldürmek istedi.
There remains nothing to be desired.
- İstenilen bir şey yok.