This poem was written by a nameless poet.
- Bu şiir isimsiz bir şair tarafından yazıldı.
An anonymous benefactor bequeathed several hundred thousand dollars to an animal shelter.
- İsimsiz bir hayırsever bir hayvan barınağı için birkaç yüz bin dolar bağışladı.
We got an anonymous call.
- Biz isimsiz bir çağrı aldık.
We received an anonymous tip.
- İsimsiz bir ihbar aldık.
He anonymously donated a large sum of money to the Red Cross.
- O, kızılhaç'a isimsiz olarak büyük bir miktarda para bağışladı.
I couldn't remember their names.
- Onların isimlerini hatırlayamadım.
Their names are Tom and Ken.
- Onların isimleri Tom ve Ken'dir.
In Esperanto, nouns end in o. The plural is formed by adding a j.
- Esperantoda, o ile biten isimler. Çoğul bir j ekleyerek oluşturulur.
A noun can be singular or plural.
- Bir isim tekil veya çoğul olabilir.
In France, the first name goes before the surname.
- Fransa'da isim soyadından önce gelir.
It's customary for waiters and waitresses to introduce themselves using only their first names.
- Bay ve bayan garsonların ilk isimlerini kullanarak kendilerini tanıtması gelenekseldir.