Sel toplulukları için bir krize neden oldu.
- The flood caused a crisis for their community.
O bir topluluk aktivisti.
- She is a community activist.
Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.
- They went to the community pool.
Tom'un ölümü halkı şok etti.
- Tom's death shocked the community.
Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
- Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.
Tom toplumunda bir eylemcidir.
- Tom is an activist in his community.