Polis Tom'u sorgulamak istiyor.
- The police want to interrogate Tom.
Polis, Tom'u üç saat boyunca sorguladı.
- The police interrogated Tom for three hours.
Sorgulanmayı sevmiyorum.
- I don't like being interrogated.
O bir şüpheliyi sorguya çekti.
- She interrogated a suspect.
Tom Kanadalı gümrük yetkilileri tarafından sorguya çekildi.
- Tom was interrogated by Canadian customs officials.
Sorgulama sırasında, Fadıl herhangi bir soruyu cevaplamaya hazır ve istekli görünüyordu.
- During the interrogation, Fadil appeared to be ready and willing to answer any question.
Tom sorgu odasına giden kapıyı açtı.
- Tom opened the door to the interrogation room.
Sami polis sorgulama odasındaydı.
- Sami was in the police interrogation room.
Sorgulama sırasında suçunu itiraf etti.
- During the interrogation he admitted his guilt.
Sami bu küçük odada sorgulandı.
- Sami was interrogated in this small room.
Tutuklanmamdan hemen sonra birkaç kez sorgulandım.
- Right after my arrest I was interrogated several times.
Sorgulama sırasında, Fadıl herhangi bir soruyu cevaplamaya hazır ve istekli görünüyordu.
- During the interrogation, Fadil appeared to be ready and willing to answer any question.
The police interrogated the suspect at some length before they let him go.