Bunu söylemedim. Bu sizin yorumunuz.
- I didn't say that. That's your interpretation.
Bir çeviri aynı zamanda her zaman bir yorumdur.
- A translation is always also an interpretation.
Tom kabusunu yorumlamak için rüya sözlüğüne baktı.
- Tom consulted a dream dictionary in order to interpret his nightmare.
Cümleyi birbiriyle zıt iki farklı biçimde çevirmek mümkün.
- The sentence is capable of two interpretations, of which the first is the exact opposite of the other.
Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
- The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
Bir çeviri aynı zamanda her zaman bir yorumdur.
- A translation is always also an interpretation.
Çok anlamlı sözcük grupları genelde komik çevirilere neden olur.
- Ambiguous phrases in general lead to amusing interpretations.
Cümleyi birbiriyle zıt iki farklı biçimde çevirmek mümkün.
- The sentence is capable of two interpretations, of which the first is the exact opposite of the other.
Onun sözlerini bir tehdit olarak yorumladım.
- I interpreted his remark as a threat.
Dolaylı çevirileri yorumlarken dikkatli ol. Cinsiyetler değişmiş olabilir.
- Be careful interpreting indirect translations. Genders may have changed.
And Pharaoh told them his dreams; but there was none that could interpret them unto Pharaoh. Gen. xli. 8.
the interpretation of a foreign language, of a dream, or of an enigma.
Commentators give various interpretations of the same passage of Scripture.''.