intermediate to; common, shared

listen to the pronunciation of intermediate to; common, shared
Английский Язык - Турецкий язык
için ara;, paylaşılan ortak
between
arasına

Tom Mary ve John'un arasına sığışmaya çalıştı. - Tom tried to squeeze in between Mary and John.

Biz resmî ve özel işler arasına çizgi çizmeliyiz. - We should draw the line between public and private affairs.

between
arasında

Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte, var. - In theory, there is no difference between theory and practice. But, in practice, there is.

Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım. - I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.

between
in between sallantıda
between
Xbetween arada
between
ortada
between
ila

Titanik'in batışında 1490 ila 1635 kişi öldü. - Between 1,490 and 1,635 people died in the sinking of the Titanic.

Akşam yemeği saat 9 ila 12 arasında servis edilir. - The evening meal is served between 9 and 12.

between
aralık

Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım. - I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.

Onlar arasındaki aralık daraldı. - The gap between them has narrowed.

between
aralarında

Aralarında gizli bir anlaşma var. - They have a secret understanding between them.

Bill ve Joan şekeri aralarında paylaştırdılar. - Bill and Joan divided the candy between them.

between
arada

O, arada balığa gitti. - He went fishing in between.

Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki arada bir derede. - If we pay the rent to the landlady, we won't have any money for food; we are between the devil and the deep blue sea.

between
between arasında
between
few and far between nadiren
between
araya

Onun İlk askeri deneyimleri İngiliz sömürge imparatorluğu ve bağımsızlık arayan Boerler arasındaki savaşta yer aldı. - His first military experiences took place in the war between the British colonial empire and the Boers, who sought independence.

between
aralarından
between
ortaya

Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu. - In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.

İki ülke arasında bir diplomatik kriz ortaya çıktı. - A diplomatic crisis arose between the two nations.

between
seyrek

Taksiler sağanak sırasında seyrekti. - Taxis are few and far between during a rainstorm.

between
(zarf) arada, ortasında, araya, arasına, ortada, ortaya
between
between you and me söz aramızda
Английский Язык - Английский Язык
{e} between
intermediate to; common, shared

    Расстановка переносов

    in·ter·me·di·ate to; common, shared

    Произношение

Избранное