O, yüksek bir sesle ağlamaya başladı.
- She began to cry in a loud voice.
Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
- The girl did nothing but cry.
Aniden bir feryat duydum.
- All at once, I heard a cry.
Çığlık beni uykumdan uyandırdı.
- The cry roused me from my sleep.
Kalabalıktan bir çığlık yükseldi.
- A cry arose from the crowd.
Bebek ağlamayı kesti.
- The baby ceased crying.
Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
- The girl did nothing but cry.
Yardım için yüksek sesle bağırdı.
- He gave a loud cry for help.
Yüksek sesle bağırmak için bir dürtü hissettim.
- I felt an impulse to cry out loud.