Güzel görünüşünü kasten gizlediğini söylüyorsun.
- You are saying you intentionally hide your good looks?
Bu sayfa kasten boş bırakılmıştır.
- This page is intentionally left blank.
Bu sayfa bilerek boş bırakılmıştır.
- This page has been intentionally left blank.
Bilerek beni şaşırtmaya mı çalışıyorsun?
- Are you intentionally trying to confuse me?
Ben asla kasıtlı olarak sarhoş olmayacağım.
- I'm never gonna intentionally get drunk.
Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.
- Tom made this mistake intentionally.
O, otuzlu yaşlara kadar bir bebek sahibi olma niyetinin olmadığını söylüyor.
- She says she has no intention of having a baby until she's in her thirties.
Benim niyetim size herhangi bir şekilde zarar vermek değildir.
- It is not my intent to hurt you in any way.
Tom'un maksatları oldukça açıktı.
- Tom's intentions were quite clear.
Onun maksatları belirsizdi.
- His intentions were unclear.
Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.
- Tom made this mistake intentionally.
Onun kasıtlı olmadığına eminim.
- I'm sure that wasn't intentional.
Onların amaçları açıktır.
- Their intentions are obvious.
Amaçlarını bilmem gerekiyor.
- I need to know your intentions.
Para kazanmayla o kadar meşguldü ki başka bir şey düşünecek vakti yoktu
- He was so intent on money-making that he had no time to think of anything else.
Fransızca öğrenmeye niyetli.
- She is intent on mastering French.
Polis suçluyu durdurmaya niyetliydi.
- The police were intent on stopping the criminal.
Kuşları dikkatle ve sevinçle izledi.
- She watched the birds intently and joyfully.
Tom dikkatle dinliyor.
- Tom is listening intently.
Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.
- Tom made this mistake intentionally.
Onun hatası kasıtlıydı.
- His mistake was intentional.