Onun ne yapmaya niyetli olduğunu biliyorum.
- I know what he's intending to do.
Mary en fazla iki çocuk doğurmayı amaçlamaktadır.
- Mary intends not to give birth to more than two children.
Mary en fazla iki çocuk doğurmayı istemektedir.
- Mary intends not to give birth to more than two children.
Onunla gitmeye niyet ettim.
- I intended to go with him.
Üniversiteden mezun olduğumda ne olmaya niyet ettiğim bana amcam tarafından soruldu.
- I was asked by my uncle what I intended to be when I graduated from college.
Dotage, fatuity, or folly is for the most part intended or remitted in particular men, and thereupon some are wiser than others .