Onun ne yapmaya niyetli olduğunu biliyorum.
- I know what he's intending to do.
Mary en fazla iki çocuk doğurmayı amaçlamaktadır.
- Mary intends not to give birth to more than two children.
Mary en fazla iki çocuk doğurmayı istemektedir.
- Mary intends not to give birth to more than two children.
Ben oraya gitmek için niyet etmiştim.
- I had intended to go there.
Derhal başlamaya niyet ettim.
- I intended to start at once.
Dotage, fatuity, or folly is for the most part intended or remitted in particular men, and thereupon some are wiser than others .