Sana hakaret etmek istemedim.
- I didn't want to insult you.
Hiç kimse bu adamlara hakaret etmek istemedi.
- No one wanted to insult these men.
Ben onu aşağılamak istemedim.
- I didn't want to insult him.
Seni aşağılamak istemedim.
- I didn't mean to insult you.
O, bir hakarete katlandı.
- He suffered an insult.
O, hakaretlere daha fazla katlanmadı.
- She could not put up with the insults any more.
Kız kardeşimi aşağılamaya nasıl cesaret edersin?
- How dare you insult my sister!
Seni aşağılamak istemedim.
- I didn't mean to insult you.
Ben bu hakaretlere dayanamam.
- I can't put up with these insults.
O, hakaretlere daha fazla katlanmadı.
- She could not put up with the insults any more.
Hiç kimse bu adamlara hakaret etmek istemedi.
- No one wanted to insult these men.
Nedensiz olarak bana hakaret etti.
- He insulted me without any reason.
Saldırı tüm bu gereksiz hakaretler tarafından kışkırtıldı.
- The aggression was provoked by all those gratuitous insults.
Onların onurunu kırmak istemiyorum.
- I don't want to insult them.
The way the orchestra performed tonight was an insult to my ears.
thou hast lost all, poor thou art, dejected, in pain of body, grief of mind, thine enemies insult over thee, thou art as bad as Job .