Boğazımı incelemek için bir el feneri kullanırım.
- I use a flashlight to inspect my throat.
O, bu şehrin sanayisini incelemek için yakında buraya gelecek.
- He will come here soon to inspect the industry of this town.
Bir servis elemanı bizim fırını denetledi.
- A serviceman inspected our furnace.
Sami'nin arabası araştırmacılar tarafından denetlendi.
- Sami's car was inspected by investigators.
Umarım arabam muayeneyi geçer.
- I hope my car passes inspection.
Gümrük muayenesi için bagajını açmak zorundasın.
- You have to unpack your luggage for customs inspection.
Umarım arabam muayeneyi geçer.
- I hope my car passes inspection.
Gümrük muayenesi için bagajını açmak zorundasın.
- You have to unpack your luggage for customs inspection.
Denetim oldukça baştan savmaydı.
- The inspection was quite perfunctory.
Tüm ziyaretçiler denetimine tabidir.
- All visitors are subject to inspection.
Ben fizibilite kontrolünü yapmak istiyorum.
- I'd like to do a feasibility check.
Kore, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından kontrol edilmiştir.
- Korea received an inspection from the International Atomic Energy Agency.
Hızlı bir denetim yapacağım.
- I'll do a quick check.
Bu onların çalışmaları hakkında bir denetim olarak hizmet verecek.
- This will serve as a check on their work.
Biz ayrı hesaplar istiyoruz.
- We'd like separate checks.
Garson, hesap lütfen.
- Waiter, the check, please.
Sami, Leyla'nın arabasını inceledi.
- Sami inspected Layla's car.
Tom cihazı dikkatlice inceledi.
- Tom inspected the equipment carefully.
Ben bir denetleme yapıyorum.
- I've been doing some checking.
Bir bilgisayar yazım denetleyicisi aynı zamanda pek çok yazım hatalarını da ortadan kaldırabilir.
- A computer spell checker could also eliminate most typing mistakes.
Haftada bir kez anne oğlunun odasını denetler.
- Once a week, the mother inspects her son's room.
Ben bir denetleme yapıyorum.
- I've been doing some checking.
Tüm ziyaretçiler denetimine tabidir.
- All visitors are subject to inspection.
Denetim oldukça baştan savmaydı.
- The inspection was quite perfunctory.
He inspected the troops and their barracks.
Inspect the system for leaks.
The inspection fined the restaurant's owner because the kitchen was dirty.
... should not allow people to inspect what we're doing. If you're not doing anything wrong, ...