Tahtada yazılı olan benim adımdı.
- Written on the blackboard was my name.
Kolay İngilizce olarak yazılıdır.
- It is written in easy English.
Benim konuşmalarımın hepsi başkaları tarafından yazılmaktadır.
- My speeches are all written by other people.
Onun doktora tezi İngilizce yazılmak zorunda.
- Her PhD thesis has to be written in English.
Söz uçar, yazı kalır.
- Words fly away, the written remains.
Esperanto, 28 harfli alfabe ile fonetik olarak yazılır.
- Esperanto is written phonetically with an alphabet of 28 letters.
Taslak elle yazılmıştı.
- The manuscript had been written out by hand.
Kitap, İspanyolca olarak yazılmış.
- The book is written in Spanish.