Onun yaralı bacağı tekrar kanamaya başladı.
- His wounded leg began to bleed again.
Yaralı asker güçlükle yürüyebiliyordu.
- The wounded soldier could hardly walk.
Yaralı adam yardım için bağırdı.
- The injured man cried for help.
Asker yerde yaralı yatıyordu.
- The soldier lay injured on the ground.
Yaralılar iyileşiyorlar.
- The wounded are getting better.
Doktorlar yaralıları tedavi ediyorlardı.
- The doctors were treating the wounded.
Tom yaralanmış olabilir.
- Tom could be injured.
Bir trafik kazasında ciddi biçimde yaralanmıştı.
- He was seriously injured in a traffic accident.
Yaralanmak istemedim.
- I didn't want to get injured.
Máire bir kazada yaralandı.
- Máire was injured in an accident.
Kazada çok sayıda turist yaralandı.
- A number of tourists were injured in the accident.
On kişi kazada hafif yaralandı.
- Ten people were slightly injured in the accident.
Başka hiç kimse yaralanmadı.
- No one else was injured.
Altı yüz bin asker öldürüldü veya yaralandı.
- Six hundred thousand men were killed or wounded.
Asker bacağından yaralandı.
- The soldier was wounded in the leg.
Kendilerini incitebileceklerinden korktum.
- I feared they might injure themselves.
Büyükannem bacağını bir düşüşte incitti.
- My grandma injured her leg in a fall.
Tom bugün çalışırken kendini incitti.
- Tom injured himself at work today.
Dans ederken kendini incitti.
- She injured herself while dancing.
Kazadan sonra yaralılar hastaneye götürüldü.
- After the accident, the injured were taken to hospital.
Yaralılar ne kadar kan kaybetti?
- How much blood has the injured lost?
Asker bacağından yaralanmıştı ve hareket edemiyordu.
- The soldier was wounded in the leg and couldn't move.
Her iki tarafta da binlercesi yaralanmıştı.
- Many thousands on both sides had been wounded.
Asker bacağından yaralandı.
- The soldier was wounded in the leg.
Altı yüz bin asker öldürüldü veya yaralandı.
- Six hundred thousand men were killed or wounded.
... injured or when she'd get a cold or something, he'd start ...