Ben buraya seyrek olarak gelirim. Ben genellikle caddenin karşısında alışveriş yaparım.
- I come here infrequently. I usually shop across the street.
Ben nadiren fast food satın alırım, ama bundan gurur duymuyorum.
- I infrequently purchase fast food, but I'm not proud of it.
Ben nadiren fast food satın alırım, ama bundan gurur duymuyorum.
- I infrequently purchase fast food, but I'm not proud of it.
Ben nadiren fast food satın alırım, ama bundan gurur duymuyorum.
- I infrequently purchase fast food, but I'm not proud of it.
Çoktan seçmeli testler sıradışı değildir.
- Multiple-choice tests are not uncommon.
Ben buraya seyrek olarak gelirim. Ben genellikle caddenin karşısında alışveriş yaparım.
- I come here infrequently. I usually shop across the street.
Mutfaktaki bir adam, oldukça nadir bir görüntüdür.
- A man in the kitchen is quite an uncommon sight.
Tom onun çok nadir olduğunu söyledi.
- Tom said that's very uncommon.