Onlara haber vermedim.
- I didn't inform them.
Polis kazadan bizi haberdar etti.
- The police informed us of the accident.
Özellikli bilgi istiyorum.
- I want specific information.
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.