Gıda ve giyim tezgahlarındaki ürünler çok ucuz.
- Goods at the food and clothing stalls were very cheap.
Yapması kolaydır ve ucuzdur.
- It's easy to make and it's cheap.
Tom ve Mary ucuz mobilya ile evlerini döşediler.
- Tom and Mary furnished their house with inexpensive furniture.
Tom onun mahallesinde yaşayan çocuklara vermek için bir sürü ucuz kameralar aldı.
- Tom bought a bunch of inexpensive cameras to give to children who lived in his neighborhood.
Hiçbir şeyi istediğimiz kadar ucuza almayız.
- We get nothing so cheaply as we want.
Ucuza almak sana çok paraya mal olabilir.
- Buying cheap can cost you a lot of money.
Pahalı, her zaman pahalı olmayandan daha iyi değildir.
- Expensive is not always better than inexpensive.
Biz pahalı olmayan bir otelde kaldık.
- We stayed at an inexpensive hotel.
Böyle bir cimri olma.
- Don't be such a cheapskate.
Sen böyle bir cimrisin.
- You're such a cheapskate.
O, adi davranış sergiledi.
- He behaved in a cheap manner.