Brezilya'daki bazı yerli kabileler keresteciler tarafından tehdit edilmektedir.
- Some indigenous tribes in Brazil are threatened by loggers.
Yerli Meksika sanatına olan sevgisi, onun çöküşü oldu.
- His love for indigenous Mexican art became his downfall.
Bu bitki Kanada'ya özgüdür.
- This plant is indigenous to Canada.
Hala yerel pirinç kekleri yemeyi seven insanlar var.
- There are still people who love eating native rice cakes.
Öğrenmekte olduğunuz dili onların konuştuğu bir ülkeyi ziyaret edemiyorsanız, o dilin ana dilini konuşanların takıldığı ve orada takılmaya başlayacağı bir yerel bar bulun.
- If you can't visit a country where they speak the language you are learning, find a local bar where native speakers of that language hang out and start hanging out there.
Yerli nüfus göçmenlere karşı silaha sarıldı.
- The indigenous population took up arms against the settlers.
Latin Amerikalılar birkaç asır önce burada yaşamış olan yerlilerin geçmişi hakkında çok az şey bilmektedir.
- Latin Americans know very little about the history of the indigenous peoples who used to live here several centuries ago.
Not only the Indian, but many indigenous insects, birds, and quadrupeds, welcomed the apple-tree to these shores.
He had all the tricks of a newspaper boy indigenous in him.
... vehicles to transport all of the indigenous ...
... especially our indigenous tribes, they don't think it's ...