Tom inanılmaz şekilde.
- Tom is in incredible shape.
Hayatımın en inanılmaz deneyimlerinden biriydi.
- It was one of the most incredible experiences of my life.
Tom harika bir iş yaptı.
- Tom did a fabulous job.
Ormanda harika bir gün geçirdik.
- We spent a fabulous day in the woods.
Tek boynuzlu at efsanevi bir yaratıktır.
- The unicorn is a fabulous monster.
Harika bir iş yaptın.
- You did an incredible job.
Sen gerçekten olağanüstüsün.
- You're really incredible.
O hikaye gerçek olmak için çok olağanüstü.
- That story is too incredible to be true.
... the incredible properties of electricity. ...
... incredible, spontaneous remissions from a whole host ...