O, teniste büyük bir ilerleme kaydetti.
- He has made a big improvement in tennis.
İlerleme için yer var.
- There's room for improvement.
Gelişim önerileri hoş karşılanır.
- Suggestions for improvements are welcomed.
Türkçe konuşma ve dinlememin gelişmesi gerek.
- My speaking and listening in Turkish needs improvement.
İstikrarlı ekonomik gelişme vardı.
- There was steady economic improvement.
İyileştirmeler olacak.
- There will be improvements.
Montaj bandında yaptığımız iyileştirmeler sonunda fiyatları düşürebilir.
- The improvements we've made on the assembly line could eventually lower prices.
Those vices which more particularly receive improvement by prosperity. -Robert South.